HSYK Üyeleri Kimlerdir? Öğrenme, Güç ve Adaletin Pedagojik Dönüşümü
Öğrenme, yalnızca bireysel bir bilgi edinme süreci değildir; aynı zamanda toplumsal yapının, otorite ilişkilerinin ve adalet anlayışının da yeniden üretildiği bir süreçtir. Bir eğitimci olarak her gün gözlemlediğim en güçlü gerçek şudur: Öğrenme, bireyi dönüştürürken toplumu da dönüştürür. Bu nedenle “HSYK üyeleri kimlerdir?” sorusu, sadece hukuk alanına ait bir merak değil; öğrenmenin, otoritenin ve adaletin toplum içinde nasıl şekillendiğini anlamak için pedagojik bir sorgulama fırsatıdır.
Öğrenme ve Kurumsal Yapı: HSYK Bir Eğitim Modeli mi?
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), yargı sisteminin en temel denge unsurlarından biridir. Ancak bu kurumu anlamak, sadece hukuk düzenini değil, aynı zamanda öğrenmenin ve karar verme süreçlerinin nasıl şekillendiğini kavramakla mümkündür. Çünkü HSYK, bilgiyle değil; adaletle hükmeden bir sistemin denetim mekanizmasıdır. Bu bağlamda, kurumun üyeleri sadece karar alıcılar değil, aynı zamanda toplumsal öğrenmenin de rehberleridir.
Pedagojik açıdan bakıldığında, HSYK üyeleri bir anlamda “öğretici yargıçlardır”. Nasıl ki bir öğretmen sınıfında bilgiye yön verir, bir yargı kurulu da topluma adaletin öğrenilme biçimini öğretir. Buradaki kritik nokta şudur: Otorite, öğretme gücüyle birleştiğinde sorumluluk doğurur. Bu da hem hukukta hem eğitimde geçerlidir. O halde şu soruyu kendimize sormamız gerekir: Bir kurumun üyeleri mi toplumu eğitir, yoksa toplumun adalet bilinci mi kurumu şekillendirir?
Pedagojik Açıdan HSYK Üyeliği: Otorite mi, Rehberlik mi?
Bir öğrenme süreci, tıpkı yargı süreci gibi, bilgiye dayalı bir muhakeme ister. HSYK üyeleri, bu muhakemenin toplumsal düzeydeki temsilcileridir. Ancak pedagojik perspektiften bakıldığında, otoriteyi yalnızca yönetme gücü olarak değil, rehberlik becerisi olarak da görmek gerekir. Eğitimde olduğu gibi, adalet sisteminde de önemli olan, kuralların ezberlenmesi değil, ilkelerin içselleştirilmesidir.
Bu noktada öğrenme teorileri bize önemli ipuçları verir. Örneğin, yapılandırmacı öğrenme yaklaşımına göre bilgi, bireyin deneyimiyle şekillenir. Hukukta da benzer bir durum vardır: Her karar, geçmişin deneyimleriyle geleceğin adaletini şekillendirir. HSYK üyeleri, bu deneyimsel öğrenmenin kurumsal temsilcileridir. Onlar sadece hukuku yönetmez; aynı zamanda adaletin nasıl öğrenileceğini, nasıl içselleştirileceğini topluma öğretirler.
Toplumsal Etki: Adaletin Öğrenilmesi
Toplumlar, adalet duygusunu sadece mahkemelerden değil, eğitimden, aileden ve gündelik yaşamdan öğrenir. Bu nedenle, HSYK gibi kurumların yapısı yalnızca hukukun değil, toplumun pedagojik olgunluğunun da göstergesidir. Eğer bireyler, adaleti dışsal bir otoriteye teslim ederse; öğrenme süreci eksik kalır. Ancak adalet, bireyin içsel değerlerine, vicdanına ve eleştirel düşünme becerisine yerleştiğinde kalıcı hale gelir.
Bir öğretmenin görevi öğrenciyi bağımlı kılmak değil, özgürleştirmektir. Aynı şekilde, bir yargı sisteminin amacı da bireyi pasif bir itaatkâr değil, aktif bir adalet savunucusu haline getirmektir. HSYK üyelerinin işlevi, bu bilinç dönüşümünü kurumsal düzeyde sürdürmektir. Yani her karar, toplumun öğrenme sürecinde bir “ders niteliği” taşır. Bu da şu soruyu gündeme getirir: Biz adaleti izleyerek mi öğreniyoruz, yoksa onu yaşayarak mı?
Adaletin Eğitimi: Bireyden Kuruma, Kurumdan Topluma
Adaletin eğitimi, tıpkı öğrenme süreçleri gibi döngüseldir. Birey, adaletli davranmayı öğrenir; toplum bu davranışları model alır; kurumlar ise bu toplumsal bilinçle yeniden şekillenir. HSYK’nın yapısı da bu döngünün bir ürünüdür. Üyeleri, yargının etik ve profesyonel standartlarını koruyarak, hem meslektaşlarını hem de toplumu eğitirler.
Bu süreçte pedagojik yöntemler, hukukla iç içe geçer. Eleştirel düşünme, deneyimden öğrenme ve empati kurma becerileri, hem eğitimde hem yargıda adaletin temelini oluşturur. Tıpkı bir sınıfta olduğu gibi, yargıda da adalet; soru sormaktan, dinlemekten ve anlamaktan doğar.
Sonuç: Öğrenen Toplum, Adaletli Toplum
“HSYK üyeleri kimlerdir?” sorusu, sadece bir isim listesi arayışı değildir. Asıl mesele, bu üyelerin temsil ettiği değerlerin toplumsal öğrenmeye nasıl yön verdiğidir. Öğrenme, bireyin vicdanını; adalet ise toplumun vicdanını eğitir. Her iki süreç de sabır, deneyim ve içselleştirme gerektirir.
Sonuçta, adaletin gerçek öğretmeni ne yalnızca yargıçtır ne de hukuk kitabı; adaletin öğretmeni, toplumsal bilincin ta kendisidir. O halde düşünelim: Bizler adaletin öğrencileri miyiz, yoksa onun öğretmenleri mi?
Genel Kurulda; HSK Birinci Daire üyeliklerine; Bülent KÜFÜDÜR, Hakan YÜKSEL, Havvanur YURTSEVER ve Sait ÖZDEMİR, HSK İkinci Daire üyeliklerine; Cengiz AYDEMİR, Alişan TİRYAKİ, Prof. Dr. Çetin ARSLAN, Serdar ATEŞ ve Seyfi HAN seçilmişlerdir. Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu Toplandı HSK h-kimler-ve-savcilar-kurulu-ge… HSK h-kimler-ve-savcilar-kurulu-ge…
Şimşek!
Teşekkür ederim, katkınız yazının ifade gücünü güçlendirdi.
On sekiz asıl ve beş yedek üyeden oluşan kurulun üye sayısı, on bir asıl ve üç yedek olmak üzere on dörde düşürüldü. Bütün üyeler, Yargıtay Genel Kurulunca kendi üyeleri arasından üye tam sayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla seçilecekti. Kurulun başkanı ile bölüm başkanları ise kendi üyeleri arasından seçilecekti. Hâkimler ve Savcılar Kurulu – Vikipedi Wikipedia wiki Hâkimler_ve_Savcılar_… Wikipedia wiki Hâkimler_ve_Savcılar_…
Cemre! Önerilerinizden bazılarını benimsemiyorum ama katkınız için teşekkürler.
Yüce Divan Yargılamaları | Anayasa Mahkemesi . YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI. MUHSİN ŞENTÜRK 11.10.1968 tarihinde Ankara’da doğmuştur.
Münevver! Katılmadığım yönler vardı ama katkınız yazıya zenginlik kattı, teşekkür ederim.